ABD ile Rusya-Çin bloku arasında Ukrayna ve Tayvan üzerinden son yıllarda artan gerilim, salı günü ilk kez sahada fiili olarak kendini gösterdi. İki Rus Su-27 uçağının, Karadeniz’de uçan ABD’ye ait MQ-9 insansız hava aracına (İHA) çarpıp uluslararası sulara düşürdüğü iddia edildi. Moskova yönetimi, İHA’nın, Karadeniz’de Rusya’ya ait hava sahası kullanımına yönelik geçici durum alanını ihlal ettiğini söylerken, Washinton’dan ise müdahalenin “tehlikeli, profesyonellik dışı ve pervasızca” olduğu açıklaması geldi. ABD yönetimi, geçmişte de Rusya tarafından bu tarz müdahaleler olduğunu ancak son yaşanan olayın ABD İHA’larından birinin düşmesine neden olması bakımından emsalsiz olduğunu vurguladı. Olay, son aylarda gitgide yakınlaşan Çin ve Rusya’nın bundan sonra ABD’nin hamlelerine cevapsız kalmayacağı yorumlarını beraberinde getirdi.

Çin Devlet Başkanı Şi Cinping’in hafta sonu gerçekleşmesi beklenen Moskova ziyaretinden önce Rusya’nın Karadeniz’de ABD İHA’sını hedef alması, Pekin’e, Washington’a karşı daha sert bir politika yürütebilirim mesajını vermek ve güven tesis etmek amaçlı olduğu değerlendiriliyor. Çin son dönemde, ABD’den gelen “Rusya’ya askeri yardım sağlama” çağrılarını yanıtsız bırakmıştı.

Washington ile Moskova arasında gerilime sebep olan bir diğer konu ise Rusya’dan Avrupa’ya gaz sevkiyatı yapacak Kuzey Akım doğal gaz boru hatlarında geçen yılki patlamalardı. Konuyla ilgili salı günü açıklama yapan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, sabotajı Ukraynalı grupların gerçekleştirdiğine yönelik iddiaların “saçmalık” olduğunu söyleyerek, bu eylemin ancak devlet düzeyinde yapılabileceğini belirtti. Batı ülkelerin bunu gerçekleştirebileceğine işaret eden Putin, ABD’nin bu işle ilgilendiğini dile getirdi. Putin, “Rus gazından yüzde 25-30 daha pahalı olmasına rağmen sıvılaştırılmış doğal gaz dahil kendisininkini sevk etmek ve Rus enerji taşıyıcılarının Avrupa pazarına arzını durdurmak için elbette teorik olarak ABD bununla ilgilidir” değerlendirmesinde bulundu.
Pekin yönetiminden ABD’ye karşı bir hamle de Orta Amerika’da geldi. Çin’in diplomatik tanınma hakkı olmadığını iddia ettiği Tayvan ile ilişkilerini sonlandıran Orta Amerika ülkesi Honduras, Çin ile resmi diplomatik ilişki kuracaklarını açıkladı. Çin ile diplomatik ilişkilerin başlatılması halinde Honduras, son yıllarda Çin lehine Tayvan ile ilişkilerini kesen Panama, El Salvador, Dominik Cumhuriyeti ve Nikaragua gibi diğer Latin Amerika ülkelerine katılacak. Honduras’ın da diplomatik ilişkiyi kesmesi halinde Tayvan’ı tanıyan ülke sayısı 13’e gerileyecek. Çin’in böylece Tayvan konusunda Batılı ülkelerden gelen baskılara karşı avantaj sağladığı ifade ediliyor.
Rusya ve Çin ile birlikte, ABD ile sorunlu ilişkilere sahip bir diğer ülke İran, Hint Okyanusu’nda 5 gün sürecek ortak tatbikata çarşamba günü start verdi. Çin Savunma Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, tatbikatın “katılımcı ülkelerin donanmaları arasındaki ilişkileri derinleştireceği” vurgulandı. Tatbikatın, bu hafta başında ABD, İngiltere ve Avustralya arasında nükleer denizaltı teknolojisi alanında iş birliğini öngören ‘AUKUS’ anlaşmasının duyurulmasından sonra gelmesi dikkat çekti.

Geçtiğimiz hafta Çin Dışişleri Bakanı Qin Gang, ABD yönetiminin Pekin’e karşı tutumunu düşmanca olarak nitelemiş, ve “ABD frene basmaz ve yanlış yolda ilerlemeyi sürdürürse, ilişkileri raydan çıkaracak. Bu durumda bir çatışma ve zıtlaşma olması kaçınılmaz” açıklamasında bulunmuştu. Qin ayrıca, “Görünmez bir el, Ukrayna krizinin sürmesine ve tırmanmasına yol açıyor, krizi belli jeopolitik gündemlere hizmet etmesi için kullanıyor” sözleriyle de üstü kapalı ABD’yi hedef göstermişti.
Pekin yönetiminin gittikçe artan ABD karşıtı söylemlerine Çin lideri Şi Cinping de katılmıştı. Geçtiğimiz günlerde 3. kez devlet başkanı seçilen Cinping, hafta başında yaptığı konuşmada, ulusal güvenliği güçlendirme ve orduyu “Çelikten Çin Seddi” haline getirme sözü verdi.