İliç’teki Maden Faciasına Tepki
5 mins read

İliç’teki Maden Faciasına Tepki

“`html

Haber: Nisanur YILDIRIM & Dilan KUTLU

(TBMM) – DEM Parti Tunceli Milletvekili Ayten Kordu, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın 2025 bütçe görüşmelerinde, Erzincan İliç’te yaşanan maden faciasının ardından altın madeninin tekrar açılma çabalarına karşı sert eleştirilerde bulundu. Kordu, “Hiç kimse o facianın, ekokırım suçunun ve 9 canın sorumlusunu hesap vermekle yükümlü tutmuyor. Altın madeninin yeniden işletilmek istenmesi kaygı verici. Enerji Bakanı bu konudaki düşüncelerini bizimle paylaşmalı. O yığın liçin altındaki altın hala orada duruyor. Göz göre göre canlarımızın kaybolduğu bir yerde, tekrar altın madeni açmak doğru bir yaklaşım değil” şeklinde konuştu.

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nde, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile bağlı kurumların 2025 yılı bütçe görüşmeleri yapılmaya devam ediyor.

DEM Parti Grubu adına söz alan Tunceli Milletvekili Ayten Kordu, açıkladığı bütçenin halka değil, sermayeye yönelik hazırlandığını vurguladı. Kordu, “Bu bütçe, toplumun ve doğal yaşam alanlarımızın yararlarına odaklanmamış, aksine özel şirketlerin ve sermayedarların kazançlarını artırmak için oluşturulmuş bir yapıya sahip,” dedi.

“Hiç kimse İliç’te yaşanan facianın ve 9 canın hesabını vermedi, vermemekte de ısrar ediyor”

Kordu, Türkiye’nin enerji politikalarının ciddi sorunlar içerdiğini ifade ederek, “AKP iktidarının bakanlıklar üstündeki kontrolü, yaşam şartlarımızın iyileştirilmesine dair bir çaba göstermiyor. Maden politikalarının büyük kısmı ülke genelinde hakim durumda ve bu maden faaliyetlerinin yarattığı tahribatlar gözlemleniyor. İliç Komisyonu’nda bu meseleleri detaylı bir şekilde ele aldık. İliç’te yaşanan şeylerin asıl sorumlusunun belirlenmesi gerekmekte,” şeklinde sözlerine devam etti.

“İliç açılmak isteniyor”

Kordu, altın madeninin yeniden faaliyete geçirilmek istendiğini belirtti ve “Enerji Bakanı bu sürece dahil olmalı. Orada kaybettiğimiz canlar için bir adım atılmalıdır. O yığın içerisinde hala altın bulunmakta. Yapılmak istenen şey, bu altın dolu liçin taşınarak madenin yeniden işletilmeye açılmasıdır. Bugün bu konuda kaygılarımızda haklıyız,” dedi.

“‘Yeşillendirme’ diye yapılan çalışmalar, manipülasyon”

Enerji Bakanı’nın madende rehabilitasyon çalışmaları yapıldığına dair açıklamalarda bulunduğunu belirten Kordu, “Bu tür iddialar ciddi şekilde yanıltıcıdır. Oradaki çevresel koşulların kamuoyuna sunulmaması ve uygulanan projelerin gerçek etkilerinin gizlenmesi kabul edilemez,” ifadelerini kullandı.

“Halklara en kötü kömürler veriliyor, o kömürlerin de ciddi hava kirliliğine yol açtığını Enerji Bakanı çok iyi biliyor”

Sosyal yardımlar kapsamında dağıtılan kömürlerin kalitesiz olduğunu ve bu durumun hava kirliliğine neden olduğunu belirten Kordu, “Köylerde hala elektrik temin edilemeyen yerler var. Bu durum kamuoyunun gerçeğidir ve halk ciddi bir enerji krizi yaşamaktadır,” dedi.

“Şırnak’ta Gabar’da ‘Kömür çıkaracağız’ diye doğa talan ediliyor”

Kurdu, yenilenebilir enerji projelerinin de özel çıkarlar için yürütüldüğünü ifade ederek, “Bu projeler, doğal kaynakların korunmasını sağlamaktan çok, tamamen sermayedarların menfaatine hizmet etmektedir,” değerlendirmesini yaptı.

“Enerji, ne kadar, halkların ihtiyacı için kullanılıyor, ne kadarı sermaye grupları için kullanılıyor”

Kurdu, enerji kaynaklarının yönetilmesinde halkın ihtiyaçlarının göz önünde bulundurulmadığını vurgulayarak, “Kamu yararına olmalı. Özelleştirme politikaları sonrası halkın yararlanabileceği enerji kaynakları azalırken, bölgesel eşitsizlik artmaktadır,” şeklinde uyarıda bulundu.

“Bir an önce kamulaştırma politikalarına geri dönülmeli”

Doğalgaz, elektrik ve su gibi temel yaşam kaynaklarının kamulaştırılmasına vurgu yapan Kordu, bu kaynakların kamusal amaçlarla kullanılması gerektiğini belirtti. Çevre Bakanlığı’nın enerji politikalarıyla entegre çalışmasının, sermaye odaklı değil, halkın yararına olması gerektiğini dile getirdi.

Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı Mehmet Muş, Kordu’nun “Kürt coğrafyası” ifadesi karşısında, yasal çerçevede bu terimin geçerli olmadığına dikkat çekti.

“`