Bu dükkanda ne yerseniz her şey tavadan

Hafta başında yakın bi dostumla buluştuk. Bir araya geldiğimizde ille iki üç yer gezip yemek yiyoruz. Durun durun yahu, her gittiğimiz yerde birer porsiyon yemek yemiyoruz. Bir kişilik porsiyonu paylaşıyoruz. Eğer çok beğenirsek yemeği o zaman ikinciyi söylüyoruz. Bu buluşmamızda da aynı usulle yemek için çıktık sokağa.

Aslında Bornova Keresteciler Sitesi’nde bir kebapçıya gitmekti niyetimiz ama ne hikmetse kendimizi İzmir’e yeni açılmış bi restoranda bulduk. Dükkanın adı Tavadan.

Açıkçası kulağa hoş geliyor. Birlikte gezdiğimiz abimle, hevesle gittiğimiz bi çok dükkanın kapısından döndüğümüzü bilirim. Çünkü benim yemek anlayışıma göre, lezzet ve muhabbet çok ilişkilidir. Evet restoranın önüne geldiğimizde sıcak güler yüzlü genç bir dostumuzun “hoşgeldiniz” sözüyle girdik içeri. Girişin hemen soluna kurulan sulu yemek tezgahından yükselen kokular tam görmek istediğim cinstendi.

İçeriye girer girmez hissettiğim şey, burası epeyce üzerinde çalışılmış bir yer düşüncesiydi, ki; yemeğimizi yerken yaptığım gözlemler ve garson arkadaşlarımla ara ara konuştuklarımdan çıkardığım sonuç buydu. Yeni açılan bir dükkan için içerisi epey kalabalıktı.

Belen tava yedik

Sulu fırın yemeklerini geçer geçmez asıl bizi buraya çeken şeyler karşıladı bizi. Hasan Usta’nın söylediğine göre 81 ilin tava yemeklerini yapıyorlarmış. 81 ili bilmem ama tezgahlarında epeyce bir tava yemeği vardı. Siverek, Kilis, Belen, Kahramanmaraş eli böğründe, Hatay tepsi kebabı, Gaziantep kasap tava, Bismil tava, tepsi ciğeri, pirzola tava, Cizre tava, Antrikot (dana) tava, Mardin kaburga tava, domates tava, kanat tava…

Aklımdan geçen Siverek tava söylemekti ama yemeği paylaşacağım abim acı yiyemediğinden biz de Belen tava söyledik. Tavayla birlikte iki tane de kaymakam lahmacunu sipariş ettik. Küçük boy lahmacun Gaziantep’te böyle anılırmış. Yayıl ayranları da varmış, iki tanede ayran istedik. Siparişlerimiz masaya tıpkı kapıdaki gibi güler yüzle geldi.

Muhabbetle yedik yemeklerimizi. Genel olarak ayranı, lahmacunu, tavayı beğendik. Ama en çok memleketin tava yemeklerinin aynı mekanda sunulmasını beğendik. Keyifle geldiğimiz dükkandan keyifle ayrıldık.

Özellikle kendimi tanıtmadan gidiyorum böyle yerlere, ki özel bir ilgi göstermesinler diye.

Dükkandan çıkınca instagram sayfalarına baktım Tavadan’ın. Genç şefi Hasan Usta’nın bir iki videosunu izledim. Videolardan birinde, haftanın bir günü özel çocukları, huzurevinde kalan büyüklerimizi konuk edeceğinden söz etmiş. Çok hoşuma gitti.

Umarım sözde kalmaz. Ben bu işlere karın doyurmaktan çok insanlarımızın kendilerini hayatın içinde hissetmeleri olarak bakıyorum.

Dilerim Hasan usta videoda dillendirdiği bu güzel gönül işini yapar, her daim sürdürür inşallah. Bunun dışında Tavadan güzel, kendine has bi dükkan olarak İzmir’e çok yakışmış.

Yolu açık olsun…