90+3 Ege’de Futbol | Başın öne eğilmesin büyük Altay

Bülent Buda: Makul, kabul edilebilir bir skor. Neredeyse maçın bütününde baskı altında oynadılar.

Normalde sinir sisteminin ayarlarını bozar böylesi, kaleci dahil savunmanın.

Yine de pes etmeyip dağılmadılar, bozulmadılar, direndiler ve de yarıştılar.

İki isim giderek büyüyor, gelişiyor. Kuban ile Enes… Onlardan şimdilik tek satır söz ediyorum. İlerleyen haftalarda bakacağız duruma.

Neler oldu, gençlerdeki gelişim ne durumda!

Hafta sonlarını dört gözle bekliyorum. Yani maçları.

Kazanmanın, kaybetmenin beklentisiyle değil.

Takım ne kadar gelişmiş.

Sorunlu bir süreci, sorun yapmadan sürdürebilmek zihinsel olarak gelişmişliğin göstergesidir.

Çekilen tüm acılara karşın ne güzel çıkıyorlar, oynuyorlar ve de gelişiyorlar.

Yine de bu netameli süreci bir de onlara soralım bakalım yanıtları ne olacak. Salt oyuncular değil. Yönetmeye soyunan genç insanlarda özveriyle kulübü koruma kaygısı yaşıyorlar.

Çoğalmaya, büyümeye gereksinim var. Çöküşü önlemenin çıkar yolu budur.

Fatih Tanfer: – Kümede kalması iyice zorlaşan Altay, Sakarya deplasmanında 2-0 mağlup oldu.

– Ancak müsabakada Altay’ın kazanma arzusu, cesaretini gördük. İnanılmaz goller kaçırdı. VAR ise golünü vermedi. Kısacca Sakaryaspor çok zorlandı.

– Altay’ın verdiği büyük mücadeleye gerçekten yazık oldu. Ligdeki durumuna bakmaksızın sahaya tüm gücünü yansıtan genç oyuncuların her geçen gün geliştiğine inanıyorum. Hırsı ve enerjisini birleştiren iyi bir Altay izledik.

– Ekonomik sorunların Altay adına en büyük problem olduğu bir gerçek. Umarım sorunlar çözülür ve büyük Altay’ın harika gençleri yıllarca kulübüne hizmet eder ve tekrar hak ettiği yere ulaştırırlar…

Mehmet Demirtaş: Sakarya deplasmanında koştular, mücadele ettiler ancak güçlerinin yettiği kadar.

Sonuç olarak sahadan eli boş döndüler.

Şunu vurgulamalıyız, içinde bulundukları imkansızlıklara rağmen verilen emek takdiri hak ediyor. Lig maratonunun bitimine 7 hafta kaldı. Maalesef yalnızlığına terk edilen Altay bir alt lige inecek. Bundan sonra oynanılan maçlara kayıp gözüyle bakmamak gerek. Çünkü, Altay’ın tecrübesiz gençleri hem yarışıyor hem gelişiyor.

Önümüzdeki sezonun hazırlıklarına şimdiden başlamalılar. Kondisyon, oyun anlayışı, taktik, fizik her ne gerekliyse tez zamanda takım olarak, eksikliklerini tamamlamalılar. Bu saatten sonra Altay’ın bir tek şeye ihtiyacı var.

O da bilinçli olarak “çok çalışmak”.

Her maça final, her maça hazırlık, her maça eksikleri tamamlamak adına çıkmalılar. Hocasından, futbolcusuna, malzemecisinden, sağlıkçısına, yeni seçilecek başkanından, yönetimine gece gündüz, planlı, mantıklı, bilimsel olarak, kendi yağıyla kavrularak, çalışmaktan başka çareleri yok.

Altay’ın zaten kendinden başka da, dostu yok!

Altay formasını giyen herkes, birbirine taş gibi bir yürekle bağlanmalı. Başta Cüneyt hoca olmak üzere…

Ya çaresizsiniz ya çare sizsiniz.

O nedenle, İlacınız belli. Zikren, fikren, bedenen, kalben, tek bir şeye ihtiyacınız var. İstekle çalışmak. çok çalışmak ve gelişmek.

Gerekiyorsa futbolcu kardeşlerim, antrenmandan sonra da çalışmak. Koşan, ısıran, saldıran, baskı kuran, nefes aldırmayan Altay’ı izlemek istiyoruz.

Çok şey istemiyoruz.

Çaresizlik kaderiniz olamaz.

Olmamalı, oldurmayın…

Tüm kalbimizle, bunu dillendiriyoruz.

Uzun lafın kısası; Bir tek şeye çok ihtiyacınız var.

Çalışmak. Gece gündüz, çalışmak.

Altay’ı düştüğü yerden kaldıracak olanda sizlersiniz.

Bunu sizden bekliyoruz. Yolunuz açık, başarılarınız da