İstanbul’da İnsan Medya Araştırmaları Merkezi ile Uluslararası Filistin Medya ve İletişim Forumu (TAWASUL) işbirliğiyle “İşgal, gazetecilere suikast düzenliyor… Gerçeği öldürmeye yönelik bir siyonist suçudur” başlıklı sempozyum düzenlendi.
TAWASUL Müdürü Bilal Halil, yaptığı konuşmada, sivil toplum ve insan hakları örgütleri olarak rollerinin Filistin’deki gerçekleri aktarabilmeleri için gazetecileri desteklemek olduğunu söyledi.
Avukat ve İnsan Hakları Örgütü (Adalah) Müdürü Mahmud Cabir de “Burada diyoruz ki: Biz, sadece dayanışmacı değiliz. Biz, Filistin’iz, halkıyız ve toprağıyız. İnsani açıdan o bizim davamızdır. Bu sözlerimizle, uluslararası toplumu insan hakları savunucusu olarak atayan, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’ni bizzat yazan ve bugün Filistinlilere yönelik katliamlara sessiz kalan suç ortağı dünyayı teşhir ediyoruz.” diye konuştu.
Savaş ve çatışmalar için geliştirilmiş özel bir uluslararası yasanın olduğuna dikkati çeken Cabir, ” Birleşmiş Milletler, 2 Kasım’ı ‘Gazetecilere Karşı İşlenen Suçların Faillerinin Cezasız Kalmasını Önleme Uluslararası Günü’ ilan etti ve Cenevre’deki İnsan Hakları Konseyinin iddia ettiği gibi tüm dünya bu günü kutladı ancak bugün (Gazze Şeridi’nde) 50 günde 66 gazetecinin öldürülmüş olmasından bahsediyoruz.” dedi.
Cabir, Uluslararası Ceza Mahkemesinin yanı sıra uluslararası hukukla da savaş halinde olduklarını ve 16 Ekim’de yalnızca Uluslararası Ceza Mahkemesinde gazeteciler lehine açılan 3 davanın bulunduğunu kaydetti.
Gazze’de olup biten her şeyin kasten öldürme ve yargısız infaz kapsamına giren hukuk ve insan hakları ihlallerini ortaya koyduğuna işaret eden Cabir, öldürülen gazeteciler hakkında tam teşekküllü soykırım suçunun işlendiğini, gazetecileri ve medya mensuplarını koruyan tüzük ve yasalara rağmen bu suçların faillerinin cezalandırılmadığı vakalara rastlandığına dikkati çekti.
“Uluslararası Gazeteciler Federasyonu, İsrail’i kovmaya karar verdi”
Afrikalı Gazeteciler Birliği Başkanı ve Arap Gazeteciler Birliği Başkan Yardımcısı Sadık er-Reziki de Uluslararası Gazeteciler Federasyonunun, insan hakları örgütlerinin ve diğerlerinin yoğun baskısının ardından İsrail’i kovmaya karar verdiğini ve İsrail’in gazetecilere ve diğerlerine karşı suç işlediğine dair kanaat oluştuğunu belirtti.
Reziki, Uluslararası Gazeteciler Federasyonunun, Gazze’de savaşın başlangıcından bu yana yalnızca dayanışma bağlamında değil aynı zamanda savaş suçlarını açığa vuran kampanyaya öncülük etmek amacıyla Gazze’de yaşanan olaylara ilişkin periyodik rapor yayımlamaya başladığını söyledi.
Afrikalı gazetecilerin Filistinli gazetecilerle dayanışma içinde olduğunu vurgulayan Reziki, Afrikalı Gazeteciler Birliği olarak İsrail’e karşı Filistin’i ve gazetecilerini desteklemeye hazır olduklarını belirtti.
Kahire Üniversitesi Kitle İletişim Fakültesi Medya Profesörü Süleyman Salih de İsrail ordusu tarafından öldürülen gazetecileri anarak, bunun gazetecilere ve medya özgürlüğüne karşı bir suç olduğunu vurguladı.
İsrail ordusunun gazetecileri kasten öldürdüğüne dikkati çeken Salih, medya savaşının çok tehlikeli olduğunu, uzun süre önce sömürgeciler tarafından kullanıldığını, milleti zayıflatıp kontrol ettiğini, kültürel sömürgeciliği ve psikolojik yenilgiyi yaydığını anlattı.